“Bursa’da en zor iş nedir?” deseler, kesinlikle “Eğlence Yeri İşletmeciliği” derim.
Gerçekten çok zordur bu tür mekanları işletmek.
Varınızı yoğunuzu ortaya koyarsınız, bin bir değil, yüz bin zorlukla ruhsat alır, kapınızı açarsınız, “ya nasip” derken, iki müşteri kavga eder, kapınızda mühürle kalıverirsiniz.
Her fırsatta ilk yasak ve cezalar, öncelikli olarak size kesilir.
O kapıyı açınca, “Kaç kişi ekmek yiyor?” hiç kimse sormaz.
İşletmelerin de hataları var elbet ama, öncelikli sorun, Bursa halkının eğlenmeyi bilmeyişi.
Gece hayatını sadece “ERKEKLERE ÖZEL” görenler çoğunlukta.
Ailece, bir sanatçı dinlemeye, biraz eğlenmeye gitseniz, etrafınızı dolduran bir çok müşteriden tedirgin olursunuz.
Pavyon kültürüne öyle bir kaptırmışlar ki, normal eğlencenin ne olduğunu bilmiyorlar.
İşletmeler bir süre kaliteli müzik ve sanatçı için direnip, bir süre sonra, kendilerini ya kapatıyor ya da şartlara uygun hale getirmek adına, her şeyden ödün verip, belli bir müşteri ile köhneleşip, seviyesini dibe vuruyor.
Mekanı mekan yapan, müşterisine saygısı değil mi?
Servisiyle, personeliyle, masaya sunduğu lezzet ve canlı müziği ile bir bütün.
Bunlardan birini çıkarınca, geriye çöp kalıyor.
Bir işletme düşünün ki; sanatçıları kalitesiz, etrafa para saçıp eğlenmeyi bilmeyen müdavimi mekanı parsellemiş etraflarını rahatsız ederek eğlenmeye çalışıyorlar.
Öyle bir mekana bir daha gider misiniz, eşinizin dostunuzun gitmesine izin verir misiniz?
“Asla” dediğinizi duyar gibiyim.
Yerden göğe haklısınız elbette.
Mekanın güzelliği yetmiyor, “nezih” olması için daha büyük çaba gerekiyor.
Bir kaç duble fazla içki satmak için, işletmenin bütün prestijini bir kaç şımarık alkollü adama feda etmek, çok yazık.
İşte bu yüzden, bir çok işletme, 3-4 masa ile gece kapatıyor.
Çalıştırdığı sanatçıdan garsona kadar hep kaliteden fedakarlık etmek zorunda kalıyor.
Yazık değil mi, onca emek ve sermaye kaybına?
Mekan isimlerini tek tek saymaya gerek yok!
Onlar kendileri bilirler…
Bir sonraki yazım bu kadar olumlu olmayacak!!!
Eğlence sektörünün acilen toparlanması şart…
Sibel KAVÇİN
Genel Yayın Yönetmeni