1 Ocak-30 Haziran arasında geçen 6 aylık süreçte Türkiye’de 18 bin 191 deprem meydana geldi. Bu, ortalama olarak saatte 4, günde 100 depremin yaşandığı anlamına geliyor. Rakamlar ürkütücü ancak sıradanlaştırılmış olması daha ürkünç… Hele ki asrın felaketini yaşamış olan bizler için… Hatırlayın geçtiğimiz hafta Gemlik peş peşe sallandı, yüreğimiz ağzımıza geldi… Pimi çekilmiş bir bomba gibi her an bir felaket kapımızı çalabilir ama basit temennilerin ötesine adım atamıyoruz… Depremler, yangınlar, felaket haberleri… O kadar alıştık ki maalesef artık her acıyı çok çabuk unutur olduk… Geçtiğimiz yıldı Bolu Kartalkaya’da sömestr tatilinde çocuklarımızın ve ailelerin yanarak can verdiği facia… Hatırladık değil mi? Çünkü duruşması bu hafta başladı görülmeye… Öyle ifadeler var ki inanılır gibi değil… Otel sahibinin kızı yaşanan faciada çıkan gürültünün bir eğlence kaynaklı olduğunu düşünmüş mesela… Yazıklar olsun… Hani derler ya özrü kabahatinden büyük… İşte bu o…. Sizleri bilmiyorum ama o facianın sosyal medyaya düşen görüntülerinde çocuklarını kurtulabilir umuduyla 5. kattan aşağıya atan anne babalar izledik… Film sahnesi değildi hayatın en acı karesiydi… Adalet yerini bulacaktır elbette… Yaşanan felaketlerin izleri çabuk unutuluyor ama her gün o kadar hızlı bir gündem içinde açıyoruz ki gözlerimi nereye bakacağımızı şaşırır olduk adeta… Rüşvet operasyonları, tutuklamalar, karşılıklı restleşmeler…. Türk siyaset tarihinde bu kadar çalkantılı bir dönem yaşandığını hatırlamıyorum… CHP Genel Başkanı Özgür Özel her platformda haksız suçlamalara uğradıklarını haykırarak halkı sokağa çağırma eğiliminde… Hükümet kanadı ise sokak eylemlerinden medet ummakla suçlamakta Özel’in CHP’sini… Bu arada da tutuklanan tutuklanana… Sonu nereye varacak bilinmez ama halkın derdi ile dertlenmedikçe siyasetçiler işimiz çok zor… Günün her saati her an bir zam haberi ile sarsılıyoruz ama ekonomi verileri ile serinliyor içimiz (!)… 2027’de tek haneyiz… İnşallah demekten başka ne gelir elden… Eve 2-3 karpuz alırdı büyüklerimiz eskiden yaz aylarında biri geldiğinde hemen kesip ikram etmek için… Şimdi dilim dilim satılıyor karpuzlar… Tane ile alınıyor meyveler… Bolluk denizi kurudu anlayacağınız… O yüzden naçizane tavsiyem bilin elinizdekilerin kıymetini yitirmeden… Kalın sağlıcakla…

Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.