Seçimlerin ve değişimin öne çıktığı bir hafta sonunun ardından yeniden kalemi elime aldım sevgili okurlar… Malum 7 yıldan fazla süredir şampiyonluk sözü verip hiçbir zaman bu emele ulaşamayan Fenerbahçe eski Başkanı Ali Koç, koltuğu Sadettin Saran’a bıraktı… Az bir oy farkıyla da olsa Sarı Lacivertliler değişim dedi… ‘Kral çıplak’ diyebilmektir aslında bu… Ve bunu başarmak bir demokrasi örneğidir… Fenerbahçe bu demokrasi örneğini sergiledi ve ülkemiz siyasetinde örnek alınması gereken bir örnek oluşturdu… Malum ‘Mutlak butlan’ ‘Kayyım’ tartışmaları ışığında acil olağan üstü kurultaya gitti Cumhuriyet Halk Partisi…. Tek liste ve blok oylama ile Genel Başkan Özgür Özel bir kez daha CHP Genel Başkanı olarak seçildi… Hukuk düzleminde yapılan kurultay da gelenekçiler ile yenilikçilerin çatışması şimdilik sümen altına gizlendi… 22. Olağanüstü Kurultay ile Türk siyasetinde önemli bir virajı daha geride bıraktı. Aslında bu kurultay bir seçim heyecanından ziyade, bir “liderlik tescili” niteliği taşıyordu. Bilindiği gibi, CHP’nin 38. Olağan Kurultayı sonrası açılan davalar, “mutlak butlan” tartışmalarıyla partinin siyaset gündeminde ciddi bir belirsizlik yaratmıştı. Bir yandan mahkeme süreçleri sürerken, diğer yandan kamuoyu “CHP’de liderlik tartışmaları yeniden mi alevleniyor?” sorusuna cevap arıyordu. İşte tam da bu noktada, delegelerin çağrısıyla toplanan olağanüstü kurultay, aslında bir güven tazeleme hamlesiydi. Genel Başkan Özgür Özel, kurultaya tek aday olarak çıktı ve 835 oyun tamamını alarak yeniden seçildi. Bu sonuç, CHP tarihinde nadir görülen bir tabloya işaret ediyor: Hiç fire vermeden, tam destekle gelen bir liderlik onayı. Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu seçimleri de blok liste usulüyle yapıldı ve Özel’in kadrosu büyük ölçüde şekillenmiş oldu.
KRİZ YOK, YOLA DEVAM!
Kurultay, hem parti içine hem de Türkiye kamuoyuna şu mesajı verdi: “CHP, mahkeme kararlarıyla sarsılacak bir parti değildir. Delegeler iradesini ortaya koymuş, liderlik tartışmalarına nokta koymuştur.” Bu mesaj, sadece CHP’nin iç düzeni için değil, iktidar-muhalefet dengesi açısından da önemli. Zira muhalefet cephesinde yaşanan en ufak kırılma, iktidar tarafından anında bir zayıflık göstergesi olarak kullanılabiliyor. Öte yandan bazı eleştiriler de yok değil. Blok liste yöntemiyle yapılan PM seçimleri, parti içi demokrasinin zayıflatıldığı yorumlarına neden oldu. Ancak siyasette kimi zaman “istikrar” arayışı, “çoğulculuğun” önüne geçebiliyor. CHP’de şimdilik tercih edilen yol, Özgür Özel’in liderliğini güçlendirmekten yana oldu. Aslında CHP’nin 22. Olağanüstü Kurultayı, teknik bir seçim olmaktan öte, siyasal bir deklarasyondur: Özgür Özel, ikinci kez delegelerin onayıyla tescillenmiş ve parti içi muhalefetin etkisi minimize edilmiştir.
BURSA GÖRÜNÜR OLMAK İSTİYOR
CHP’nin 22. Olağanüstü Kurultayı, yalnızca Ankara’daki salonda yaşananlarla sınırlı değildi; Anadolu’nun dört bir yanından gelen delegelerin tavrı, partinin geleceğini belirledi. Bu noktada Bursa delegelerinin ve örgütlerinin sergilediği duruş, dikkat çekici bir tablo ortaya koydu. Bursa delegeleri, kurultay öncesinde de açık bir şekilde Özgür Özel’in yanında olduklarını ilan etmişlerdi. Nitekim kurultay salonunda bu kararlılık hem oy sandıklarına hem de kürsü konuşmalarına yansıdı. Tek adaylı seçimde Özel’in “tam destekle” yeniden başkan seçilmesinde Bursa’nın birlik görüntüsü önemli bir katkı sundu. Bursa örgütü, yıllardır CHP’nin yerelde güçlü ama genelde beklenen sıçramayı yapamayan illerinden biri olarak anılıyor. Delegelerin Özel’e verdikleri bu güçlü destek, aslında bir talebi de içinde barındırıyor: “Genel merkez, Bursa’ya daha çok kulak versin, yerel seçim başarıları geneldeki politikaya yansıtılsın.” Bursa delegelerinin blok halinde hareket etmesi, parti içindeki dağınıklığı reddeden bir iradeyi gösteriyor. Bu birliktelik, önümüzdeki dönemde hem Parti Meclisi içindeki Bursa temsiline hem de yereldeki aday belirleme süreçlerine yansıyacaktır. CHP’nin Ankara’daki kurultay salonunda aldığı kararlar, Bursa’da yankı buldu. Delegelerin verdiği destek, yalnızca bir genel başkan tercihi değil, aynı zamanda Bursa’nın siyasette daha görünür olma isteğinin ilanıydı. Şimdi gözler, bu güçlü destek tablosunun Bursa’da nasıl bir karşılık bulacağına çevrilmiş durumda. Kalın sağlıcakla…

Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.