‘Siyaset’ değil siyasetçilik zamanı!

Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, göreve gelişinin ardından geçen 550 günü anlattığı toplantıda adeta bir “hesap verme değil, hizmet sunma” anlayışını ortaya koydu. Siyasette sıkça duyduğumuz sözlerden biri vardır: “Halk hizmet bekler, bahane değil.” Aydın, bu sözü hatırlatır gibi bir sunum yaptı. 550 günde ortaya konan tablo, klasik belediyecilik anlayışının çok ötesinde bir vizyonu gösteriyor. Şeffaf yönetim, mali disiplin, insan odaklı projeler ve katılımcı belediyecilik… Erkan Aydın’ın tüm çalışmalarının merkezinde bu dört başlık var. Toplantıda en dikkat çekici vurgu, “Osmangazi artık halkın belediyesi” ifadesiydi. Aydın bu sözü yalnızca bir slogan olarak değil, icraatla desteklenmiş bir ilke olarak ortaya koydu. Kadın yaşam merkezlerinden spor tesislerine, çocuk parklarından kentsel dönüşüm hamlelerine kadar her hizmetin temelinde insan var. Özellikle Cumhuriyet Mahallesi Kadın Yaşam Merkezi gibi projeler, sosyal belediyeciliğin güçlü örnekleri. Kadınlara, çocuklara ve gençlere dokunan bu yatırımlar, sadece beton değil, umut üretiyor. Yine mahalle kültürünü yaşatan düzenlemeler, semt pazarlarına ve yerel esnafa verilen destekler, Aydın’ın “sokaktan gelen” bir siyasetçi refleksiyle hareket ettiğini gösteriyor.
Mali anlamda da dikkat çekici bir tablo var. Belediyenin borç yükünü azaltırken hizmet üretmeye devam eden bir yönetim anlayışı… Günümüz ekonomik şartlarında bunu başarmak kolay değil. Fakat Aydın, “israfı değil, üretimi” merkeze koyarak bu dengeyi kurmayı başarmış görünüyor. 550 gün geride kaldı ama bu sürede atılan adımlar, Osmangazi’nin geleceğine dair güçlü sinyaller veriyor. Bu tabloya baktığınızda bir iddia görüyorsunuz: Erkan Aydın, Osmangazi’yi yeniden tanımlamak istiyor. Siyasetin dili kutuplaştırıcı olabilir, ama hizmetin dili evrenseldir. Aydın, bu dili ustalıkla kullanıyor. Ne rakiplerle polemiğe giriyor, ne geçmişi suçluyor. Onun yerine “Biz ne yaptık, daha ne yapacağız?” diyerek bir belediye başkanında görmek istediğimiz sade, samimi duruşu sergiliyor. Sonuç olarak, 550 günün özeti şu: Osmangazi, artık sadece Bursa’nın en büyük ilçesi değil; yenilikçi, sosyal ve üretken belediyeciliğin örneklerinden biri. Eğer bu tempo sürerse, 5 yıl sonunda Erkan Aydın yalnızca başarılı bir belediye başkanı olarak değil, “hizmet belediyeciliğinin Bursa’daki siması” olarak anılacak gibi görünüyor. Siyaset yapmak, siyasetin hamurunda yoğrulmak zor bir iş… Ülke ve yerel siyasette de bu ağırlığı yaşıyor ve görüyoruz. Bir yanda halkın oyuyla kazanılmış belediyeler, diğer yanda o belediyeleri denetlemek yerine uzaktan izleyen bir genel merkez. CHP’de yerel yönetimler kendi iç dinamikleriyle yol alıyor; liyakatten çok sadakatin öne çıktığı, denetimsiz ve dağınık bir görüntü hâkim. AK Parti cephesinde ise yılların iktidar yorgunluğu sahaya yansımış durumda. Seçmeni heyecanlandıracak güçlü figür eksik, tabanda kopuş var ama üst kademeler hâlâ “eski günlerin” rehavetinde. Bursa halkı hizmet beklerken siyasetçiler hâlâ pozisyon peşinde. Özetle; Bursa’da siyaset yapılmıyor, sadece siyasetçilik oynanıyor. Ve bu oyunda en büyük kaybeden yine halk oluyor.