Aktüel Adress Bursa'nın Dergisi
AYPLASTİK A.Ş’yi Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketinden birisi haline getiren Kağan Yeşil, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası bünyesindeki görevlerini de aksatmıyor. Aynı zamanda BTSO Meclis Üyesi olan Yeşil, 3 Nisan’da gerçekleşecek seçimler öncesinde BTSO 14. Komite Plastik, Kauçuk ve Ambalaj Sektörü Başkanlığı’na devam etme kararı aldı. Yeşil, “Türkiye’nin ve Bursa’nın lokomotif sektörlerinden olan plastik, kauçuk ve ambalaj sektörünün sorunlarını ve çözümlerini iyi biliyoruz. Yeni dönemde bu sorunlara çözümler bulmak ve sektörümüz için yenilikçi projelerimizi hayata geçirmek adına BTSO 14. Komite Başkanlığı’na aday oldum” dedi.
Röportaj: Sibel Kavçin
Kendinizden bahseder misiniz?
Öncelikle bu güzel röportaj için sizlere teşekkür ediyorum. 1976 Bursa doğumluyum. Fakat aile olarak aslen Giresun Alucra’lıyız. İlköğretim ve lise eğitimini Bursa’da tamamladıktan sonra üniversiteyi Amerika ve Kıbrıs’ta işletme eğitimi alarak bitirdim.
İş dünyasına daha çocuk yaşlarda çıraklıktan başladım diyebilirim. Okuldan arta kalan tatil zamanlarımda şirketimizde çeşitli alanlarda çalışmaya başladım. Ambalaj sektörünün pazarlamada üretime kadar her alanında çalıştım. AYPLASTİK A.Ş kurucusu babam Feridun Yeşil 2011 yılında Hakk’ın rahmetine kavuştuğu günden bugüne firmamızın yönetim kurulu başkanlığı görevini sürdürüyorum.
Bursa’nın köklü kuruluşlarından Ay Plastik’te ikinci kuşak yönetici olmanın zor ve güzel yanları nelerdir?
Gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkede, işletmelerin büyük çoğunluğunu aile işletmeleri oluşturmaktadır. Türkiye’de de aile işletmelerinin payı büyüktür. Fakat hem ülkemizde hem de dünyada aile şirketlerinin sayısı her geçen gün azalıyor. Bunun sebebi de şirketin üçüncü kuşağa ulaşma ömrünün azalmasıdır. Birinci kuşak işi en zor yapandır. Tabir-i caizse iğneyle kuyu kazarak markayı yaratmıştır. İkinci kuşağın işi ise bana göre en az birinci kuşak kadar zordur. Çünkü aldığınız markayı geleceğe taşımak adına stratejiler geliştirir ve sürdürülebilir başarıyı yakalamanız gerekmektedir ki sizden sonra gelen 3’ncü kuşak ve sonrakiler mevcut bir sistemi devam ettirebilsinler.
Ben bu konuda kendimi çok şanslı görenlerdenim. Çünkü babam Feridun Yeşil gibi duayen bir sanayicinin yanında yetiştim. Onun yanında çıraklık, kalfalık, ustalık evrelerinin gördüm. Fabrikamızda hemen beyaz yaka olarak masa başı işe başlamadım. İlk olarak tulumları giyerek yıllarca üretimde çalıştım. AYPLASTİK A.Ş her geçen yıl büyümesini sürdürülebilir oranda arttırıyor. Hedeflediğimiz büyüme rakamlarının da üzerine bir yükselme trendine sahibiz. Geçtiğimiz yıl Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin Türkiye en hızlı yükselen “TOBB 100” listesinde yer aldık. Başarımızı elbette ki AYPLASTİK A.Ş kurucumuz rahmetli Feridun Yeşil’den ve de ülkemizin her geçen gün büyüyen enerjisinden alıyoruz.
BTSO’nun hayatınızdaki yeri nedir? Bugüne kadar yaptığınız çalışmaları ve bundan sonraki planlarınızı anlatır mısınız?
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, başta ülkemizin ve kentimizin ortak bir paydasıdır. Bursa iş dünyası olarak kentimizin bu ortak paydasına hem sektörümüz hem de sanayimiz adına sahip çıkmak her daim görevimizdir. Ben de ailemizden aldığımız bu bilinçle iş dünyasına atıldığım ilk günden bugüne BTSO ile bağımı koparmadım. Bugün BTSO’da Meclis Üyeliği görevimle birlikte bağlı bulunduğumuz sektörümüzün komitesi olan Plastik, Kauçuk ve Ambalaj Sektörü 14. Komite’nin Başkanı’yım. Ayrıca yine BTSO bünyesinde faaliyet gösteren TOBB Bursa GGK İcra Kurulu Başkanlığı görevini de sürdürüyorum.
Özellikle BTSO 14. Komite’nin başında olarak sektörümüzün uzun yıllardır beklediği Plastik, Kauçuk ve Ambalaj İhtisas OSB Projesi’nin çalışmaları başladı. Türkiye’nin ve Bursa’nın en hızlı büyüyen sektörlerinden birisi olan plastik, kauçuk ve ambalaj sektörü için gerçekten büyük bir adım oldu. Yeni dönemde de sektör temsilcilerimiz bana tekrar görev verdiğinde sektörümüzün önünü açacak yenilikçi projelerimizle çalışmalarımıza devam etmek istiyorum.
Bu açıklamanızdan yola çıkarak 3 Nisan’da gerçekleşecek BTSO Komite seçimlerinde aday olduğunuzu söyleyebilir miyiz?
Elbette. Çünkü sektörümüzün gelişimi adına yapılacak daha çok işimiz olduğunu düşünüyorum. Hedeflediğimiz işleri yarıda bırakarak gitmek çok doğru olmaz. Koltuğa da yapışık kalan bir görüntü de vermeyi çok doğru bulmuyorum. Dolayısıyla sektör temsilcilerimizden sektörümüzün kanayan sorunlarından birisi olan hammadde, nitelikli eleman sorununun çözümü ve katma değerli işlerin üretilmesi noktasında Ar-Ge çalışmaları gibi makro sorunların çözüme kavuşturulması adına yeni dönemde de 14. Komite için arkadaşlarımızla birlikte çalışmaya başladık.
Türkiye ekonomisini nasıl değerlendirirsiniz? Bursa’nın Türkiye ekonomisindeki yeri ve bu bağlamda BTSO’nun katkılarını paylaşır mısınız?
Yaşadığımız sürece baktığımızda OHAL’de olan ve bölgesinde ciddi terör ve savaş durumlarıyla karşı karşıya kalmış bir ülkeye göre büyüme rakamlarımızın gelecek adına umut verici olduğunu düşünüyorum. Elbette ki Türk ekonomisi ve iş dünyası zor günlerden geçiyor. Hepimiz zor süreçler yaşıyoruz. Yine de her şeye rağmen ülkemiz hem içerdeki ekonomik istikrarı devam ettirmeye çalışırken bölgesinde de barış unsuru olmak için çalışıyor.
Bursa, Türkiye ekonomisinin lokomotif sanayi kentlerinin başlarında geliyor. Türkiye’nin dünyanın en gelişmiş 10 ekonomisi olma yolunda hedefine yürümesinde Bursa Ticaret ve Sanayi Odası olarak katkılar sağlamak yolunda geleceğe yönelik projelerimizi hayata geçiriyoruz. Bunda elbette ki mevcut BTSO yönetimin önemli bir payı var.
Sizce Bursa’nın en öncelikli sorunu nedir? Bu konuda şahsınızın ve BTSO’nun ne gibi çözüm önerileri olabilir?
Bursa, hem ekonomik hem de sosyal açıdan baktığımızda Türkiye’nin aynasıdır.
“Bursa büyürse Türkiye büyür” mottosu da buradan geliyor. Kendi sektörümüz olan kentimizin en hızlı büyüyen sektörden birisi olan plastik, kauçuk ve ambalaj sektörü açısından baktığımızda pek çok sorun göze çarpıyor. Dövizde yaşanan dalgalanmalar, hammaddede dışa bağımlılık, yüksek katma değerli ürünler üretilememesi, enerji maliyetlerinin yüksekliği, nitelikli ara eleman sorunu gibi meseleler çözülmeyi bekliyor. İnanıyorum ki devletimiz ve yerel yönetimlerimizin de desteğiyle bu sorunların çözümü yolunda çalışmalarımız olacak.
