NASIL KALKINIRIZ?

Ekonominin kırılgan olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz. Paranın yönünü siyaset belirliyor. Petrolü, doğalgazı döviz kuruyla alıyoruz. Yatırımımızı mega projelere yapıp dev inşaatlar yükseldikçe kalkınmayı hayal ediyoruz. Ekonomik büyüme hedeflerine varabilmek için yapılan işlerin verimlilik metriklerini ölçecek olursak objektif sonuçlar elde ederiz. Eğitim, hak ve özgürlükler, işsizlik gibi temel sorunlar sürdükçe, kalıcı ekonomik istikrarı sağlamamız mümkün görünmüyor.

Dış kırılganlığımızın önüne geçmek için sanayiciye, ihracatçıya, üreticiye destek vermek zorundayız. Mal ve hizmet üretenin maliyetini düşürmek için altyapı sağlamlaştırılmalı. Otomasyon kabiliyetini geliştirmeliyiz. Uzun vadeli reformların önünü açmak için enerji verimliliğini dengelemek, yatırım kaynakları ve fonlarla ilgili iyileştirme çalışmaları, yönetimde ve ekonomide revize gerekiyor

Varlık hacmimizi yükseltmek için uğraş veriyoruz. Dış ve iç siyasette problemliyiz. Sanat, tasarım ve sivil teknolojilere yeterince kaynak ayırmıyoruz. Özgür bireyler yetiştiremiyoruz.

Gözden kaçırdığımız en önemli şey ‘insan’a yatırım yapmıyor oluşumuz. Makinaya para yatırdığımız kadar; beşeri sermayeye yatırım yapmıyoruz.

Yakın bir gelecekte 4.0 sanayi devrimi ile yapay zeka yazılımları, bizim yerimize tüm işleri yapıyor olacak. Bu konuda özellikle içgörü uzmanlarının dediklerine kulak vermek gerekiyor. Makinalar her şeyi kopyalayabilecek. Kopyalanamayacak olan tarafımız duygusal zekamız. Duygu okur yazarlığı geliştirmek zorundayız. Mekanik bilgi gerektiren tek yönlü meslekler kalıcı olmayacak. İş anlayışı değişecek. Veri okumada uzmanlaşarak, verilere yön vermek gerekecek. Bütünü, rasyonel ve duygusal açılardan komplike ele almak gerekecek. Makinaya karşı etkin olabilmemiz için IQ değil, EQ dediğimiz duygusal zekayı geliştirmemiz gerekiyor.

Evreni anlamak için insanı anlamamız şart. Tüm sistemler birbirine bağlı çalışır. Dünya ülkelerini doğru okumak için önce insanı okumak gerekir. İnsanın olduğu yerde iş sürekliliği olacaktır. Süregelen işlerin analizi makro ekonomiyi oluşturur. Tüm yapay zekanın entegre olabildiği veri datalarının yönünü insan belirleyecek. Gereksiz işleri makinalara teslim edeceğiz, daha değerli işleri ise insanlar yapacak. 

Karışılacağımız yeni dönemde fonksiyonel mesleklere teknik bilgi modülüyle hazırlanan ara eleman yetiştirmekten daha çok, hayal gücü ve yaratıcılık sınırlarını özgürleştirmeye yönelik çok yönlü yetenekleri ortaya çıkaracak eğitim modeli gelişmeli. Bir ülke eğitim kalitesiyle uzun vadede iyileşir. İnşaatlarla değil, insan değeriyle kalkınır.