Anasayfa / Genel / SAHİP OLDUKLARINI YENİDEN KEŞFET

SAHİP OLDUKLARINI YENİDEN KEŞFET

İnsan her ne kadar doğduğu topraklara bir gönül bağına sahip olsa da, bunu tarif etmesi istendiğinde nostaljik klişelere sığınmak zorunda kalıyor ister istemez. Kalıpların dışında tarifler aramaya çalışırken düşünüyorum ki bu dışına çıkmaya çalıştığım klişeler içinde olduğum topraklara olan sevgime dayanak olan sebeplerden bazıları. Artık sebepleri dışarda aramak yerine sarılıyorum aklımın köşe başlarını tutmuş kalıntılara.

Aykut Çavdar

Gelip geçerken Bursa caddelerinden içinde bulunduğunuz hayat sarmalının bir nebze olsun dışına çıkıp, bu şehri sizin de sevmenize sebep olan olguları ve kişileri düşündünüz mü? Her gün içinde kaybolduğumuz sokakları geçmişte paylaştığımız özel insanları hatırlıyor musunuz?

Edebiyatımızın önemli mihenk taşlarından Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu adlı eserini Bursa’da öğretmenlik yaptığı yıllarda yazdığını biliyorsunuzdur. Bir gün Maksem yokuşunun başından yukarıya doğru kafanızı çevirin ve bakarken Reşat Nuri Hoca’nın da bu yokuşu hepimizle paylaştığını anımsayın. Koza Han’da çayınızı yudumlarken etrafınızda Yıldırım Gürses’in üç yüz elliden fazla yarattığı musiki eserinin oluşmasında katkısı olan havadan ciğerlerinize çekin. En yakışıklı ve adıyla müstesna Adnan Şenses’in tüm memleketin yüzüne tebessüm verirken ilhamını bu şehirden aldığını ve neşesini memlekete yaydığını bilin. Dünya literatürüne Sümerleri kazıyan arkeolog Sayın Muazzez İlmiye Çığ Hocamız’ın Cumhuriyet devrimlerine Bursa sokaklarında şahitlik ettiğini anımsamaya çalışın.

Sait Faik Abasıyanık’ın ilk öyküsünü Bursa’da yazdığını, bugün halen bizlere hizmet veren Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu’nda onun da oyunlar izlediğini, Uludağ’a bakıp hayaller kurduğunu anlatın oradan geçen birilerine. Yine o dağın zirvesini bize yakın eden teleferiğin Alman mühendis Hubert Sonderman’ın bu şehre hayran kaldığını ve ömrünü Altıparmak caddelerini arşınlayak geçirdiğini,  Bursa sevgisiyle gözlerini bu şehirde kapadığını hatırlayın. Sevdayı sevda, hasreti hasret yapan sesin sahibi Müzeyyen Senar’ın  esinin Çelik Palas Oteli’nde çınladığını o yankıların yansımalarının artık araba sesleri arasında kaybolmaya yüz tuttuğunu bilerek o yankıları yeniden duymaya çalışın. Dünya’nın neresine giderseniz gidin sanat güneşinin Bursa’dan doğduğunu anlatın. Zeki Müren’in geçtiği köprülerden geçerken Bursa’yı sevmenize sebep olan her ne varsa sizde onu tekrar içinizden geçirin.

Sıradan olmayan şehrin sıradan olamayacak bir mirasının bugünkü bekçileri olarak hayata bu şehirden bakmayı öğrenmeliyiz. Bizi biz yapan her ne varsa ona sahip çıkmalı içinde olduğumuz yerleri o sebeple sevdiğimizi bilmeliyiz. Bu şehrin var olmasına katkısı olan büyük insanlardan aldığımız ilhamla başka insanların hayaller kurmasına sebep olacak onları mutlu edecek büyük küçük eserleri yaratmak için çabalamalı, her gün algımız kapalı geçip gittiğimiz sırlı şehrimize gün gözü ile yeniden bakmalıyız.

Kontrol et

DAĞ-DER’DE DANIŞ COŞKUSU

Orhaneli, Keles, Büyükorhan, Harmancık ve Osmangazi Dağ Köyleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Dağ-Der) her yıl …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir