Anasayfa / Genel / TÜRKİYE’NİN EN YUMUŞAK SUYU, KORUSU!

TÜRKİYE’NİN EN YUMUŞAK SUYU, KORUSU!

Su hayatımızın vazgeçilmez bir parçası… Çoğumuz hazır su alıyoruz. Bursa’da binlerce kişinin tercih ettiği Korusu’yu, yeni kuşak yöneticilerinden Kıvanç Cakalıoğlu’ndan dinlemek istedik. İşte keyifli sohbetimizin ayrıntıları…

Röportaj: Adile Demirci

Aktif ve genç Kıvanç Cakalıoğlu’nu tanıyabilir miyiz?

Ticaret yapan bir ailenin çocuğuyuz. 1993 doğumuyum. Geçmişten beri Bursa’da farklı sektörlerde iş hayatında bulunmuş bir ailemiz var. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde hazırlığı okuyup ondan sonrasında İstanbul Maltepe Üniversitesi Uluslararası Ticaret bölümünden mezun oldum. Yakın tarihte bir evlilik planımız var. Onun yanında sivil toplumda çok fazla dernekte ve kuruluşta yer alıyoruz. Kızılay gibi, Bursaspor kongre üyeliği gibi… Genç MÜSİAD yapılanmasında başkan yardımcılığı görevi var. Bursa Kent Konseyi Gençlik Meclisi’nde başkanlık görevimiz var; 1,5 seneye yaklaştım.

Peki, korusu kaç yılında kuruldu?

92 yılında kurulmuş fakat şöyle; bizim farklı şirketlerimiz var, biz 4 senedir bu şirketin sahibiyiz. Ondan önce 2002 yılında bu şirkete ortak olduk. 92 yılından bugüne devam eden bir fabrika ama şu anda pet üretimimiz yok. Pet grubunda yokuz. İnşallah bu ay sonunda robotumuz geliyor. Şu anda personel, eleman ile yükleme yapıyoruz ama robotlar ile yüklemeye geçeceğiz. Sonrasında cam damacana düşüncemiz var.

Korusu sizinle nasıl bir ivme kazandı?

Bizden sonra güzel bir ivme kazandı. Yani şöyle söyleyeyim, pet grubu olmayıp, reklam yapmayıp hala güzel bir satış elde edebilmek çok önemli bir şey…. Biz şu anda hem lezzetimizden hem de bayi ve müşteri ile alakalı hizmet kalitesinden dolayı çok iyi bir yerdeyiz.

Sağlıklı suyu anlayabilmemiz için ne yapmamız gerekiyor?

Sağlıksız su diye bir şey yok. Yoksa Sağlık Bakanlığı onu ürettirmez. Sadece insanların takıldığı PH denen bir şey var. PH aslında öyle bir şey değil. PH suyun içindeki oksijen değeridir. Su ne kadar yüksekten akarsa ona ivme kazandırılıp ona yapılabilir, fakat PH’a takılmamaları gerekiyor. İçinde özellikle takılmaları gereken sertlik denen bir şey var. Bu FR yani “fi ar” dediğimiz şey ile ölçülür. Bizim FR’miz çok düşük.

Damacanalara nasıl bir işlem uygulanıyor?

Burada 70 ila 80 üzerinde derecede bir yıkama sistemimiz var. Bir makinemiz var. Gıdaya uygun bir kimyasal ile yıkanıyor. İçinde hiçbir türlü bakteri kalmıyor. Geri dönüşüm olarak da, Sağlık Bakanlığı’nın uygun gördüğü 5 senede bir yenileme yapılıyor. Elimizden geldiğince müşterilerimize iyi bir hizmet vermek istiyoruz. Şu anda 35 şehirde aktifiz. 400 üzerinde bir bayi ağımız var. Yani normal bir yerel firmanın olabileceği en yüksek noktalardan birindeyiz ama bahsettiğim gibi hep şehir dışındayız. Bayilerimizi ziyaret ediyoruz. Elimizden geldiğince promosyon kampanya yapıyoruz.

Desteklediğiniz sosyal sorumluluk projeleri neler?

Şöyle ifade edeyim… Bizde biraz da görüntü dışında, muhafazakar yaklaşım ile yapılıyor… Kızılay’a yardım gibi… Elimizden geldiğince yapıyoruz ama çok fazla duyurmuyoruz. Zaten  rahmetli dedemiz vesilesiyle Kızılay ile farklı bir bağımız var. Türkiye’de 14 tane fahri üye var. Bizimkisi rahmetli oldu. Bu 14’ten biridir. Bedenen ve maddi olarak çok fazla yardım yapmıştır. Amcam da hala Kızılay’ın başkan yardımcılığı görevi var. Biz de elimizden geldiğince genç Kızılay’a da normal Kızılay’a da yardımlarımızı yapıyoruz.

Eskiden Bursa sokaklarında çeşmeden su içilirdi, şimdi neden içemiyoruz sizce?

Metropol bir şehir olduğu için artık sular olabildiğince temiz akmıyor. Tabi ki de sağlığa zararlı değil ama Bursa’nın suları artık eskisi kadar değil. Yeraltı suları çok elverişli değil. Bu sene kar yağmadı mesela biz yazın çok sıkıntı çekeceğiz. Küresel ısınma da var, biraz da şehrin büyümesi… Kendi üzerimizden gidelim. Şu anda 17 tane sanayi var Bursa’da ve bunların hepsi ısı yapıyor. Yani bunlar şehrin kar yağışını etkiliyor.

Cam şişeye geçecek misiniz?

Bu yıl içinde çıkacak. Pet grubumuzu 2019 başında düşünüyoruz. Biz burada ürettirmeyeceğiz bakalım, farlı yerde düşünüyoruz. Onunla alakalı farklı şeylerimiz var.

Genç bir CEO olarak Türkiye ekonomisini nasıl değerlendiriyorsun?

Güçlü bir ekonomimiz var. Dışardan gelen dış güçlerin, dış mihrakların yaptığı şeyler bizi etkiliyor. Şu anda geçmişe dönük biz de araştırmalarımızı yapıyoruz. O konuda biraz meraklıyım.  Dolar ve Euro böyleyken hala ayakta kalabiliyorsak, bence çok güzel bir şey ama çok da kötü bir şey var, sanal üzerinden gidiyoruz. Bankalar bizi çok kötü yapıyor. Bursa’nın Türkiye ekonomisindeki yerine gelince; bence bir Anadolu şehri olarak en üstte diyebilirim. Zaten sanayide de biliyorsunuz ikinci olduk, gelişmişlikte de dördüncüyüz.

Kısa ve uzun vadede hedefleriniz neler?

Biz sadece bu işi yapmıyoruz. Bizim Bursabirlik diye bir şirketimiz daha var. Renault’un servisini çekiyoruz. Akaryakıt istasyonumuz var. Farklı gayrimenkul yatırımları yapıyoruz ama inşaat sektörü en son gireceğim iş olur tabi ki… Şu anda girmem o işe yani ama benim meraklı olduğum her zaman restorancılık, kafecilik…

İkinci kuşak yönetici olmanın zor ve güzel yanlarından bahseder misiniz?

Zor yanlarından bahsedeyim, iyileri sonraya bırakalım, aklımızda iyiler kalsın… Zor yanları şu; piyasada tecrübesizsiniz. Herkes babanızı tanıyor. İlk başta geldiğimizde zorlandığımız oydu ama Allah razı olsun babalarımız güzel destek verdi bize, elini ayağını çekti. Dedi ki; “biz yokuz artık, siz varsınız’… Hayat tamamen tecrübe ama babamızdan yine de Allah razı olsun, bizi hiçbir zaman işlerden uzak tutmadı. Hani ben de abim de… Asıl işler ile abim ilgilenir, biz biraz da sivil toplumun içindeyiz.

Kontrol et

DAĞ-DER’DE DANIŞ COŞKUSU

Orhaneli, Keles, Büyükorhan, Harmancık ve Osmangazi Dağ Köyleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Dağ-Der) her yıl …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir