Aktüel Adress Bursa'nın Dergisi
Yine yoğun ve yorgun bir gündemi geride bıraktık ülke olarak… Aslında haftaya ne kadar mutlu ve umutlu başlamıştık… Cumhuriyet Bayramımızın coşkusu ile kasvet dolu gündemimiz bir an olsun mutlulukla taçlanmıştı… Ancak coşku sonrası dönüş yine bildiğimiz ve hep yaşadığımız gibi oldu… Yine kanımızı donduran olaylar ile sarsıldık… İnsanın inanası gelmiyor bazı haberlere ama maalesef hepsi gerçek… Baba demek zorundayız ama bırakın ‘baba’ demeyi insan bile denilmeyecek bir şuursuzun öz çocuğuna yaptığı taciz kanımızı dondurdu. Ama bu şok eden haberin üzüntüsü içindeyken bu kez acının adı Şirin Elmas oldu… İki gündür kayıp olan Şirin Elmas’ın cansız bedeni mezarlıkta bulunurken bugün ise Sivas’ta Yukarı Tekke Mezarlığı yakınında parçalanmış bebek cesedi bulundu. Daha da acısı bebeğin bazı uzuvlarının olmadığı tespit edildi. Yani çocuk ve kadına yönelik sonu gelmeyen bu acılar ne zaman bitecek diye sormadan edemiyor insan… Her gün daha kötüsü ne olabilirki diyerek yatıp yeni günde daha da kötüsü ile karşılaşmak… Bunun tarifi izahı olamaz… Büyük üstad Yaşar Kemal’in de dediği gibi “Bu ülkede dört şey olmayacaksın. Kadın, çocuk, ağaç, sokak hayvanı.”
KAŞIKTAN KEPÇEYE DÖNDÜLER!
Değişim güzel, gelişim güzel, gülümsemek hepsinden güzel de…. Gülenler sınırlı maalesef… Tüm Bursa’ya ne zaman sirayet edecek gülümseme büyük bir merak konusu… Biraz konuyu açmakta yarar var… Efendim ara sıra değinmiştik Bursa belediyelerinde yaşanan köşe kapmacalardan… Rüzgardan hızlı yönünü değiştirenlerin yani dünün ‘AK’kaşıkları bugün CHP’li olmakla kalmayıp kaşıktan KEPÇE boyutuna ulaştılar nemalanırken… Hatta bu öyle bir boyuta ulaştıki, kimi belediyelerde personel mesaisinden daha fazla süreyle belediye içine kamp kurdu bu kepçeciler… Para uğruna yaman bir bekleyiş gerçekten… Her dönemin kazananı olmak için her devrin adamı, daha doğrusu hep birilerinin yancısı olabilmek için yarışıyorlar adeta… Ve işin acı kısmı şu ki sanki doğru olan onlarmışta bizler yanlış yoldaymışız gibi algı içindeler…
Oysaki bizleri bilen bilir… Geçmişimizle günümüz çakışmaz yarınımızı da satmayız kalemimizi de… Bir yerlerden nemalanmak uğruna kalkıpta dostmuşuz gibi yapmayız mesela…. Köyümüzde ağırlamayız durduk yere bir belediye müdürünü çıkar uğruna… Herkes biliyor farkında ve maalesef herkes susuyor çünkü işleri çarkında… Haydi kalın sağlıcakla…
