Anasayfa / KÖŞE YAZARLARI / Ayben Günak / KAPİTALİZMİN YENİ ÜRÜNÜ: SOSYAL MEDYA / ASOSYAL İNSAN

KAPİTALİZMİN YENİ ÜRÜNÜ: SOSYAL MEDYA / ASOSYAL İNSAN

Teknoloji hayatımıza farklı şekillerde entegre edilirken olacaklardan haberimiz yoktu. Whatsapp sözleşmesi ile gündeme gelen gizlilik ilkesinin kandırmacadan ibaret olduğu açığa çıkarken diğer uygulamalara yönelerek de hiçbir şeyi silip gizleyemediğimiz mecraları kullandığımızın nihayet farkına vardık.

Sosyal medya pazarlamacıları ve yöneticileri bizden edindiği verileri nasıl paraya dönüştüreceklerini çok iyi biliyorlar. Silikon vadisi kuruluşundan itibaren ilk 50 yıl boyunca endüstri ve donanımsal araçlara yatırım yaparken; günümüzde yapay zeka becerisini kullanarak İNSAN TEKNOLOJİSİ üzerinde çalışmalarını artırdı.

Klişe bir deyişle: Eğer ürüne para ödemiyorsanız, ürün sizsiniz.

İş modeli sizi ekran başında tutmayı hedeflerken dikkatinizi mümkün olduğu kadar çekme yarışında milyon tane içerik sayesinde kolaylıkla buralara kapılıyorsunuz.

Katılımların çokluğu reklamcıların hedeflerine ulaşmasını kolaylaştırıyor. Reklamlar, sizi çok iyi tanıyan yapay zeka botlarınca, size hitap edebilen nitelikte ayrıştırılıyor ve size sunuluyor. Öngörü üretmek için çok fazla veri toplanıyor. Yaptığınız her şey izleniyor, dikkatlice takip ediliyor ve ölçülüyor. Bir fotoğrafa ne kadar süre baktığınız, kaç kere baktığınıza kadar. Hangi saatlerde neşeli ve depresif olduğunuzu da biliyorlar. Ne tür bir kişisel yapınız var, nelerden hoşlanıyorsunuz, gece geç saatlere kadar neler yapıyorsunuz gibi tüm bu veriler sistemlere aktarılıyor. Hareketlerinizi belirli bir algoritmada öngören kopyalar oluşturuluyor. Yaşantınıza yön veren dürtü ve duygularınızı izole edemediğiniz için tamamen gerçekçi tahminler oluşturuluyor ve bir sonraki adımlarımızı hesaplanabiliyor ve hatta farkında bile olmadan bilişsel olarak yönetiliyorsunuz.

Sırf tasarımcılar öyle olmasını istiyor diye milyarlarca insan gün içinde hiç beklemediği düşüncelere kapılıyor. Ekran başında geçirdiğimiz süre arttıkça, gerçek dünyadan koparak sanal mecradan payımıza düşen odacıklara dolar olduk. Özgürleştiğimizi zannederken birbirimize benzeyen yüzlerle odacıkların içinde kısıtlandık. En basit örnekle estetik operasyon trendinde gözle görülür artışla; sosyal medyada çoğalan kaşı, burnu, dudağı, çenesi birbirinin tıpatıp aynı yüzleri çoğaltarak güzellik algısıyla oynandığını görüyoruz. İnsanlar ne yazık ki metalaşıyor. Hem veri, hem malzeme, hem de ürün insanın kendisinden başkası değil.

Ne düşüneceğimizi sosyal medya belirliyor. Bizi olmasını istediği insan modeline çevirmeye zorluyor. O kadar çok ajitasyon içeren aforizma ve benmerkezci özlü söz paylaşılıyor ki, özünden uzaklaştırılıp sahte birer modelleme yarışına itilmiş olduğumuzun farkında bile olmadan sektörlere malzeme sunuyoruz. Depresyon tetikleyici paylaşımlar, negatif yönlü söylemler ve karşıt tez olarak sadece insanın kendinin, BEN’in herkesten önemli ve yalnızlığın değerli olduğunu savunan otoritelerle dolu. Gün boyu karşı cepheden sayısız uyarıcılarla karşı karşıya kalan insan psikolojisi yavaş yavaş çökmeye başlıyor. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu değerlendirmeye fırsat olmadan, insani değerler es geçilerek; bencil, küstah ve yalnızlığı savunan antipatik bir modele evriliyoruz.  Dikkat edecek olursanız kasıtlı olarak asosyalliğe çekilmeye çalışıldığınızı görürsünüz. Her birimiz algı oyunlarıyla patolojik vakalara dönüşüyoruz. Komüniteden uzaklaştırılarak, sürekli olumsuz düşünen, tekilliği savunan asosyal bireylere… Psikolojik tahribata maruz kalan, aynı düşüncelerde takılı kalmaya zorlanan, kısır döngüden çıkamayan bireyler, birilerinin veya bazı sektörlerin işlerini kolaylaştırıyor demektir. Depresyonda olan kişiler gündelik yaşantısında verimli olamaz hatta çalışamaz, üretemez hale gelirler. Al sana mis gibi tüketime esir, sağlıklı düşünüp karar veremeyen, otoriteye boyun eğen kolay yönetilen insan modeli.

Beynini yöneten, hayatını yönetir. Doğal yollarla salgılanan hormonlarımızı, yaşantımızda yapacağımız küçük değişikliklerle düzenlememiz mümkünken, kendi hayatlarımızı gerçek bir sosyal çevrede dolu dolu yaşama becerimiz varken bu tuzaklara kapılmamak için bilinçlenmemiz şart. Günün sonunda özümüze dönerek yeni nesil bir aydınlanma çağı geleceğini umuyorum.

Kontrol et

BURSASPOR YOLA ÇIKIYOR

Yasaklar yavaş yavaş kalkıyor. Doğru mu, değil mi bilemem ama, biraz nefes almaya, biraz da …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advertisement