KIZILAY
6 Şubat 2020
KÖŞE YAZARLARI, Yüksel Civelek
Çölde devesi üzerinde seyahat etmekte olan bir arap, kumların üzerinde yatmakta olan bir adam görür. Devesini o yana doğru sürer ve adamın yanına geldiğinde devesinden inip adama yaklaşırken yerde yatan adam birden yerden fırlar, deveden inen adama bir yumruk atıp koşar ve deveye binip deveyi çılgınca koşturmaya başlar.
Yediği yumrukla yere yığılan adam yattığı yerden devedeki adama bağırır: “Bu olayı sakın kimseye anlatmaaaaa!”
Devenin üzerindeki adam önce aldırmaz ama sonra kafasına takılır, deveyi durdurur ve geri dönüp bağırır: “Nedeeeen!”
Yumruk yiyen adam da cevaplar:
“Eğer bunu anlatırsan bir daha hiç kimse kimseye çölde yardım etmez. İyilik ölüüüür!”
KIZILAY
İyiliğin katili.
Neler neler yaptı yıllardır.
Çadır rezaleti ile başlayan süreç, Afganistan Depreminde 7 boş TIR’ın Türk gazeteciler tarafından görüntülenmesiyle ayyuka çıktı.
Depolarındaki eksik malzemeyi, Afganistan’a göndermiş gibi gösterip, envanterden düşmüşlerdi.
Önce malzemeyi Deniz Feneri Derneğine aktardıklarını söylediler, sonra TIR Şoförlerini suçladılar ve nihayetinde, şoförleri tutuklatıp olayı örtbas ettiler.
Sonuç;
Güvenimiz kalmadı, inancımız kalmadı.
AFAD alelacele kurulup, Kızılay’ın bütün malları devredildi.
Şartlı mülkler yüzünden kapatılamadı.
Dernek faaliyetlerini, yardım alıp, yardım dağıtan bir Vergi Kaçakçısı haline dönüştürmüş.
Şimdi ortaya çıkmış, öncesini bilen yok.
Üstelik bu kaçakçılık,
Devlet denetimindeki işletmeler tatafından, irticai vakıflara, üstelik yurt dışı kullanım için yapılan yatırımlar.
Bir de öğreniyoruz ki, kurban paraları da aynı yöntemle toplanıp, dağıtılmış.
Kurban etleri, yerini yine boş kamyonlar ve konteynerler ile dış yardım, kesimeyen kurbanların parası, yok!
Yok işte.
Bizim yakınlarımız, sıratta binecekleri kurban’ı bekleye dursun….
Anlaşılan o ki, Devlet Kurumları’nın büyük çoğunluğu bu halde.
Hangi ucundan tutsan çürük.
Ve, biz sade vatandaşlar, çöldeki bahtsız bedevileriz.
Daha kötüsü, insan maskesi takmış kutup ayıları.