PAPA 14. LEO NEDEN GELDİ?

Hızla yaşanan gündemin arasına birkaç satır eklemek adına geçtim bilgisayara… Vatandaşın geçim derdi, bitmeyen kadına şiddet konusu, son günlerde zehir saçan gıdalar konusu derken yine kendimizi gündemin akışına bırakmak zorunda kaldım…. Aslında her biri ayrı ayrı sayfalar alacak yazı konusuydu ama ben bugünün gündemini kısaca konu alacağım… Yani Bursa basınının davet edilmediği, görmezden gelindiği Papa ziyaretini…
TARİHİ AYİN
Ülke gündeminin en önemli konusu kuşkusuz Papa 14. Leo’nun ilk yurtdışı ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştirmesiydi. Ve bu ziyaretin bizim için en önemli tarafı programın en hassas noktası olan İznik ziyareti…. Bütün dünya bugün Papa 14. Leo’nun İznik’e gerçekleştirdiği ziyareti canlı izledi. Katolik dünyasının ruhani lideri, Vatikan Devlet Başkanı Papa 14’üncü Leo, Birinci İznik Konsili’nin 1700’üncü yıl dönümünde Aziz Neophytos Bazilikası’ndaki ayine katıldı. Dünyanın birçok ülkesinden gelen Hristiyanlar da Papa’nın katılacağı ayini izlemek üzere Bazilika’nın etrafında toplanırken; Fener Rum Patriği Bartholomeos’un da ilçeye gelmesi nedeniyle Yunanistan, Sırbistan ve Rusya’dan da çok sayıda kişi İznik’e geldi. Olağanüstü bir güvenlik önlemi vardı İznik’te nerdeyse ilçede yaşayan her vatandaşa bir polis düşüyormuşçasına… Su altında dalgıçlar, havada helikopterler, ilçenin kritik noktalarına yerleştirilen çevik kuvvetler… İnanılmaz bir güvenlik çemberi kuruldu… Ziyaretten bir gün önce Ağca’nın ilçeden ve hatta Bursa sınırlarından polis eşliğinde çıkarıldığını da eklemek gerekir… Katoliklerin ruhani lideri Papa 14. Leo’nun İznik ziyareti ilçe halkının geleceğinde çok büyük etkiler bırakacak gibi… Zamanla bu etkileri ilçe halkı gibi bizlerde takip edip göreceğiz…
37 MİLYARLIK GÜLÜMSEME
Bütün Bursa ve hatta tüm ülke Papa ziyaretine odaklanmışken, biz biraz daha geriye bakalım… Yerelde haftanın en önemli konuduydu Büyükşehir Meclisi’nde yapılan bütçe oylaması… Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin 2026 bütçesi meclisten geçti. Rakam büyük: 37 milyar lira. Başkan Mustafa Bozbey’in ifadesiyle “denk bütçe”, “şeffaflık”, “sürdürülebilirlik” ve “hesap verebilirlik” ilkeleri esas alınmış. Kâğıt üzerinde bakıldığında disiplinli ve iddialı bir tablo var. Zaten meclisten de oy çokluğuyla geçti. Ancak bütçe dediğimiz şey sadece rakamlar bütünü değildir. Asıl mesele, o rakamların Bursalıya nasıl döneceğidir. Başkan Bozbey, “Her kuruşu Bursalıların yüzünde bir gülümseme için harcayacağız” dedi. Güzel bir cümle. Ama Bursa, uzun süredir sadece gülümsemek değil, rahat bir nefes almak istiyor. Ulaşım, trafik, su, altyapı, kırsalın sorunları, kentsel dönüşüm… Dosyalar kalın, beklentiler yüksek. Bir yandan borcun 13 milyardan 9 milyara düşürülmesi önemli bir başarı. “Kredi kullanmadan borç azalttık” vurgusu da mali disiplin açısından not edilmesi gereken bir detay. Öte yandan 2025 bütçesinde gerçekleşme oranının yüzde 80’de kalması da dikkat çekici. Gerekçe hazır: Merkezi yönetimden gelen paylar düştü, taşınmaz satışları ertelendi. Haklı gerekçeler olabilir. Ama toplum artık mazeretten çok sonuç görmek istiyor.
KAĞIT ÜSTÜNDE KALMASIN!
2026 için çizilen tabloda sürdürülebilirlik, tasarruf ve etkin kaynak kullanımı öne çıkıyor. Kağıt üzerinde doğru başlıklar. Sahada karşılığı olduğunda ise anlamlı olacak. Çünkü kentte “proje yorgunluğu” var. Tabelası olan ama etkisi hissedilmeyen yatırımlar Bursalının hafızasında hâlâ taze. Bir başka dikkat çekici nokta da ithalattan alınan pay meselesi. Başkan Bozbey, 13 milyar dolarlık ithalatın 10 milyar dolarlık kısmının bütçeye kazandırılması hedefinden söz etti. Dile kolay… Bu hedef gerçekleşirse büyük kaynak oluşur. Ama gerçekleşmezse, yine kâğıt üzerinde kalan bir temenni olur. “Kurumun altyapısını ayağa kaldırıyoruz” ifadesi de önemli. Demek ki içeride hâlâ toparlanmayı bekleyen bir sistem var. Dijitalleşme ve şeffaflık vaatleri kulağa hoş geliyor. Ancak bu vaatlerin vatandaşa yansıması için takvimin net, sonuçların görünür olması gerekiyor. 37 milyar liralık bütçe, umutla birlikte sorumluluğu da büyütüyor. Bu bütçe, sadece ihalelerle, sunumlarla, meclis konuşmalarıyla değil; çukur kapan yollarla, aksatmayan suyla, nefes alan ulaşım ağıyla, kentliye dokunan projelerle anlam kazanacak. Bursa artık söz değil, sonuç görmek istiyor. Gülümsemeyi değil, kalıcı rahatlamayı bekliyor.