BELEDİYE SULANDI

BURSASU markasıyla, esnaflık ve fabrikatörlüğe soyunmuşlar anlaşılan.

BUSKİ ile rekabet etmeleri mümkün değil.

Özellikle, çeşmelerden akan bataklığı iyi muhafaza etmeleri şart.

Malum, kuyu suyu kullandıklarını her fırsatta söylüyorlar.

Daha geçenlerde başka bir marka vardı ellerinde, hani şu, Belediye’de bile kullanmadıkları MURADİYE damacanaları.

Demek ki, başka kaynak buldular.

Bursa’nın parası bol, bozdur bozdur harca.

Bu su içinde bir şirket kurup, kıyıda, köşede, ne kadar partili varsa, doldurmuştur Yönetim Kurulu’na…

Nasıl olsa enselendi artık, rahat rahat yapabilir…

Şimdi bu suyu dağıtmak için kamyon lazım, kamyonet lazım, ulusal bazda çalışmak için çok geniş bir personel alımı ve hizmet desteği lazım, taşeronları ve kan emicileri beslemek lazım.

Bursa gibi bir kentte su firması yok sanki…

Uludağ yamaçları fabrikalarla dolu.

Keşke önce asli görevinizi yapıp, bu suyu Şehir Şebekesi’ne aktarsaydınız.

Hiç değilse, “Bursa’da Su Çeşmeden İçilir” yalanı, kısmen gerçek olurdu…

Belediye, rekabet yapmaz, halka daha ucuz ve daha kaliteli hizmet götürmekle yükümlüdür.

En önemli görevlerinden biri “Suyu şişeden değil, çeşmeden akıtmaktır”…

Belediye sınırları içinde kaç su firması var?

Bunların debisi nedir?

Çıkan kamyonların tonajını bilen var mı?

Fiyatlarını denetleyebiliyor musunuz?

Kalite kontrolleri ve kullandıkları plastik kalitesi kontrol ediliyor mu?

Doğru!

Bunlar vatandaşın sorunu, Belediye’ye ne ki?

Yakında çöp konteynerlerimizi de jetonlu yaparlarsa, vallahi billahi şaşırmayacağım…

Şişe su yerine, çeşmedeki suyu kana kana içmek, en doğal hakkımız.

Akıllara ziyan su faturaları bu yatırım içinse eğer,

Kesinlikle hakkımı helal etmiyorum…