Zor şartlarda iş yapmaya, hayatın bir kenarından tutunmaya çalışıyoruz.
Öncesinde de kolay değildi işimiz, reklam gelirleri ile hayatta kalmaya çalışıyorduk.
Şimdi, kendimizi geçtik, mağdur sektörlere destek vermeye, hiç değilse, onları hayatta kalmak için zorlamaya çalışıyoruz.
Onlarca müzikhol, restoran, kafeterya, tekel bayii…
Tamamı zorda.
Kapılarındaki ışıklar sizi yanıltmasın, her biri içinde onlarca gün kazanıp, gün yiyen personel barındırıyor.
Mutfaktan, otoparka bir çok personel işsiz ki, bunların bir çoğu, sadece bahşişle ev geçindiren, hiç bir sosyal güvenceleri olmayan, normal şartlarda bile zor geçinen büyük bir kesim.
Seslerini duyuracakları hiç bir yerleri yok.
Geçim sıkıntısı ve işsizlik yüzünden cinnet geçirip birilerine veya kendilerine zarar verince haberimiz oluyor varlıklarından.
Bu zor günlerde, onlara destek vermek için çaba sarf edeceğim.
Gücüm nereye kadar yeterse!
Geçim sıkıntısını bilmeyenler karar veriyor sanırım, kimin çalışıp, kimin aç kalacağına.
Hatta, kimin ölüp, kimin kalacağına.
Öyle ki, dikkat ettiniz mi bilmiyorum, yaşını başını almış adamlar, keman, ud, bağlama çalıyor kalabalık yerlerde.
Hepsi, gün kazanıp, gün yiyen restoran emekçileri.
Biraz dikkat, biraz ihtimam lütfen.
Sibel KAVÇİN
Genel Yayın Yönetmeni