OKB – Obsesif kompulsif bozukluk
4 Mayıs 2020
KÖŞE YAZARLARI, Yüksel Civelek
Obsesif kompulsif bozukluk (OKB)
Hemen gülmeyin.
Hepimizde az da olsa var.
Hatta az değil, oldukça yoğun yaşayanları tanıyorum. Bozuk plak gibi,tekrar tekrar aynı şeyleri söyler dururuz çok zaman.
Hayatım oldukça keyifsiz.
Metre kareye en az yüz problem düşüyor.
Az mı?
Çok değil.
Başka türlü yaşamayı bilmiyorum çünkü.
Normalim buyken, bana anormali anlatamazsın.
Anormallerden, rutin normaller yapmışım kendime.
Zoru seviyorum, anlayacağınız, kolayın yeri yok hayatımda.
En kolay elde edilen şeyler, ilk önce unutulan, bir kenara atılanlardır.
Zor elde edileni, elde tutmak, korumak fedakarlık gerektirir.
Günümüzde sistem ters çalışıyor.
Kolay da bulsak, zor da elde etsek, hemen satıveriyoruz, en yakınımızı bile.
İnsan çoğaldı, çevreler genişledi.
Üç kuruş verip elde edilen her şeyin, daha iyisi, daha güçlüsü, daha büyüğü mutlaka var.
Sorun eldeki de değil.
Sorun gözlerimizde.
Fena halde mütemadiyen aç…
Evet!
Aç gözlü ve tatminsiziz.
Çünkü, eldekiyle yetinmek, çok uzak artık bize.
Şimdi evlere tıkılınca, neler kaybettiğimize bir bakalım.
Bakalım da, şaşıp kalalım.
Şimdi söyle bakalım;
Kaldırım üzerinde, tabureye oturup içtiğin 1,5 Liralık çayı mı, loş ışıkta, müzikli ortamda 10 Liraya içtiğin çayı mı özledin?
Sokak ortasındaki daha güzeldi değil mi?