Su sadece insanların değil, tüm canlıların yaşam kaynağı… İhtiyaçlar sıralamasında ilk sırada… Bugün dünyada su kıtlığı çeken insan sayısı 700 milyonu geçiyor… Düşünün bir de bunlara diğer canlılar eklenince nasıl bir durum söz konusu…
Röportaj: Adile Demirci
Çok değil üç beş yıl öncesinde Bursa’da çeşmeden su içmeniz mümkündü… Hazır su alanlara gereksiz masraf içine girdi gözüyle bakılırdı. Hatta sadece bir yere giderken en küçük boyu alınırdı sadece.
Şehrin su sorunu yok gibiydi. Yaza doğru yağmur ve kar yağışı takip edilir, barajlardaki su açıklanır ve bir daha su mevzusu olmazdı. Ayrıca su kesintisi olduğu zaman hemen her mahallede bulunan hayratlardan doldurulur, kesinti çok dert edilmezdi.
Gelelim bugüne… Sokakta kime rastlarsanız hazır su aldığını söyler oldu neredeyse… Almayanların çoğu da evine su arıtma sistemi taktırmış durumda. Marketler haftalık indirim broşürlerinde beş ya da on litrelik suların kampanya fiyatlarını giriyorlar. Suda kampanya! İnsanın inanası gelmiyor. O kadar çok su markası çıktı ki, belli bir yerden sonra önemsememeye başladık. Evdeki musluktan akan sudan iyi olsun da ne olursa olsun durumundayız.
Neden? Çünkü net olarak bir senedir çeşmeden su içilmiyor. Bu durum oturduğunuz mahalleye göre farklılık da göstermiyor ne yazık ki… İster istemez noldu sulara diye düşünülüyor…
Geçtiğimiz yıl Doğancı Barajı’nda uzunca bir süre bakım vardı. Kuyu suyuyla haşır neşir olduk. Yılbaşı itibariyle bakımın bittiği duyuruldu, nihayet normale dönülecek diye sevinildi. Ama yeni yıldan 4 ayı geride bıraktığımız şu günlerde hala çeşmeden akan su içilmiyor. Hatta pek çok yerde akan suyla çay dahi demlenmiyor, yemeklere konulamıyor.
Peki, halk ne yapıyor? Kendince çözüm peşinde tabi ki… Bir grup, kaynayınca sorun kalmıyor diye çeşmeden akan suyu kullanmaya çalışıyor ki, bu grup en dar gelirli kişilerden oluşuyor. Öyle ki, tek bir maaşla ev geçindiren, çocuk okutanların hazır su almak gibi bir lüksü ne yazık ki yok… Evet, lüks… Hazır su almak bazıları için hala lüks…
Bir başka grupta –ki aile ekonomisinin kitabını yazacak kişiler bu grupta- hazır suların fiyatlarını market market hatta gün gün takip ediyor, uygun buldukları anda depoluyor. Bu hesap ince hesap gerçekten… Ama sonuç kesinlikle alınıyor… Tabi bu durumda kadınların çözüm bulması gereken bidonları depolama sorunu orta çıkıyor.
Başka bir gruba daha bakalım… Bu kişilerin evlerinde damacanalar ve on litrelik su bidonları var ve onlarla Korusu’ya gidip 3 – 4 haftalık su dolduruyor. Fiyatlar da oldukça uygun… Örneğin bir damacana 1,5 TL’ye dolduruluyor. Üstelik suyun tadı da oldukça güzel… Ama burada dikkat edilmesi gereken farklı bir konu karşımıza çıkıyor. O da damacanaların temizliği ve depolanması. Temizlik konusunda çok dikkatli olmanız gerekiyor, malum su bu, başka şeye benzemez… En çok içtiğimiz, kullandığımız, hayatın vazgeçilmezi su…
Ve gelelim son gruba… Evlerine su arıtma sistemi taktıranlar… Bir kere sistem güvenilir mi, insanın kafasına önce bu takılıyor. Kullananlara soruluyor, hemen herkes memnun. Ama yine de emin olamıyor, hem internetten hem de daha çok kişiye sorarak araştırma yapmaya başlıyorsunuz. İnanması zor ama o kadar çok su arıtma firması var ki, ne yapacağınızı şaşırıyorsunuz. Eğer çevrenizde uzun süredir bu sistemi kullanan varsa onun tecrübelerine güvenerek, onun kullandığı su arıtma sistemini taktırıp sorunu kendinizce çözebiliyorsunuz. Tabi her zaman olduğu gibi bu noktada sistemin fiyatı çok öenmli. Malum devir iktisat devri…
Su arıtma sistemlerinde fiyatlar o kadar dengesiz ki, fiyattan yola çıkarak sonuca varmanız çok zor… Beş yüz liradan dört bin liraya kadar fiyatlar söz konusu…Bir anda iç hesaplaşma başlıyor, nereye para harcamıyoruz ki, suya mı harcamayacağız diyorsunuz. Ve sonra su firmalarının evinizde tanıtım serüveni başlıyor… Her gelen bizim suyumuz daha iyi diyor, evinizde görsel testler yapıyor. Gel de karar ver…
Bir de alkali su ve PH olayı var… Hazır su arıtma sistemi takılıyor bari alkali su olsun, PH değeri yüksek olsun, diyorsunuz. O anda da fiyat epeyce değişiyor…
Nereden nereye geldi su, diye düşünmeden edemiyor insan. Bir zamanlar bırakın hayratları, evlerden hazır suları cebinden çıkaracak su akardı… Hatta şehir dışından, mesela Ankara’dan gelenler evdeki musluktan su doldurup giderlerdi.
Su hayatın en büyük gereksinimi… Kullandığınız suyu önemsemeseniz bile içtiğiniz su, sağlığınız birinci dereceden etkiliyor. Hatta kullandığınız su da dolaylı olarak sağlığınız açısından çok önemli.
Sonuca gelindiğinde, yapılacak doğru hamle nedir, derseniz… Tek bir cevabı yok bunun… Çünkü işin içinde maliyet var, geçim derdi var… Herkes için tek bir çözüm yok. Ne yazık ki, şu an ne yapılıyorsa, o yapılmaya devam edecek. Parası olan su arıtma sistemi taktıracak, olmayan musluk suyu içmeye devam edecek. Ve herkes bir gün yerel yöneticilerin bu sorunu çözmesini dileyecek. Kimbilir… Belki bir gün yine musluktan su içeriz…
Neden su?
İnsan yaşamı için oksijenden sonra en değerli madde sudur. İnsan açlığa 40 gün dayanabilirken susuzluğa en fazla 7 gün dayanabilir. Vücuttaki bütün metabolik faaliyetler için su gereklidir. Hücrelerin temizlenmesi, bağırsakların çalışması, vücuttaki elektrolit dengesinin sağlanması, kanın akışkanlığının sağlanması, beynin çalışması, böbreklerin zararlı atıkları vücuttan uzaklaştırması işte tüm bunlar ve daha fazlası su ile gerçekleşiyor.
Günlük suyu daha çok idrarla kaybederiz. Bununla birlikte büyük abdesti yaparken, terleme ve solunumla da su kaybederiz. Tüm bu metabolik faaliyetler sonrasında ortalama günlük 2-2,5 litre su ihtiyacımız olur.
Kaliteli su nasıl olmalıdır?
Doğal kaynak suları ve doğal mineralli sular da kalsiyum, magnezyum, bikarbonat, demir gibi elementler bulunur. Suyun içindeki kalsiyum miktarı 250 mg’a, magnezyum miktarı 75 mg’a, bikarbonat miktarı 600 mg’a yakınsa bu su elektrolit açısından zengindir diyebiliriz.
Suyun sertliği kalitesini belirler. Sert sular sağlıklı sulardır. Ancak sert suyun içimi biraz daha zordur. Aynı zamanda sabunla zor köpüren sular da sert sulardır.
Suyun vücut için değerliliğini belirleyen bir diğer etmen de suyun pH derecesi. PH 7 nötr kabul ediyoruz. pH 8,5’ a kadar da alkali olması, vücut için daha sağlıklı olduğu anlamına geliyor.
PH değeri kaç olmalıdır?
Suyu susama hissini beklemeden içmek gerekiyor. Vücudun suya doyduğu idrar renginden belli olur. İdrar rengi koyu çıkıyorsa yeteri kadar su içilmediği anlamına gelir. İdrar rengi berrak ve kokusuz oluyorsa bu yeteri kadar su içildiğinin göstergesi olur. Özellikle çocukların yeteri kadar su içip içmediğinin takibi açısından bu önemlidir.
Su, günde en az 8 bardak içilmelidir. Sabah aç karnına oda sıcaklığında su içilmesi, bağırsaklar açısından çok faydalıdır. Bununla beraber her yemekte 2’şer bardak yemekle beraber yudum yudum su içmeye özen göstermek gerekir. Eğer tansiyon, böbrek veya kalp yetmezliği gibi bir hastalık yoksa günlük su tüketiminin 600 ml’si doğal mineralli kaynak suları (maden suları) şeklinde olabilir.
Su satın alırken pH değeri olarak 7,2’nin üzeri suları tercih etmek gerekir. Suyun tadı nedeni ile su içilmiyorsa, suyun içine çilek, limon, portakal gibi taze mevsim meyveleri ile tatlandırarak içilebilir.
Alkali suyun faydaları nelerdir?
Alkali su normal musluk suyundan daha az asidik olan suyudur. Bu da suyun kalsiyum, silika, potasyum, magnezyum ve bikarbonat açısından zengin bir su olduğu anlamına gelir. Birçok kişi kronik düşük dereceli asidoz nedeniyle kalp sorunları, değişen hormonal durumlar ve kas veya kemik kaybı dâhil olmak üzere kötü sağlık sonuçları yaşamaktadır. Alkali suyun ise bu duruma katkıda bulunduğuna inanılmaktadır. Alkali su savunucuları bu suyun kan dolaşımındaki asidi nötralize ederek (etkisizleştirerek) vücudun daha sağlıklı ve enerjik bir hale gelmesine yardımcı olduğunu söylemektedir.
Alkali su doğal olarak oluştuğunda, su kayaları üzerinden geçerek alkalin düzeyini artıran mineralleri almaktadır. Günümüzde bazı iyonlaştırıcı şirketler, elektroliz adı verilen bir kimyasal sürecinde alkalin suyunu üretebildiklerini söylemektedirler. Fakat diğer yandan, bazı doktorlar ve araştırmacılar bu iddiaların destekli araştırmalardan yoksun olduğunu vurgulamaktadır.
Alkali suyun sağlığa olan faydaları
Güçlü bir antioksidandır. Vücudu temizler, nemlendirir. PH dengesini korur. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Sindirim sistemini destekler. Kemik hastalıklarından korur. Kilo vermeye yardımcı olur. Kanserle mücadele eder. Diyabeti önler. Ağrıları hafifletir. Kalbi korur. Enerji verir. Cilt sağlığını destekler. Bağırsaklara iyi gelir.
2018 Analiz Raporuna Göre Piyasadaki Suların pH Değerleri Listesi
Saka Su pH Değeri 8,22
Tekir Su pH Değeri 8,21
Damla Su pH Değeri 7,57-8,20
Aroma Su pH Değeri 8,15
Ceysu pH Değeri 8,13
Elmacık Su pH Değeri 7,96
Erikli Su pH Değeri 7,86
Sırmakeş Su pH Değeri 7,80
Sırma Su pH Değeri 7,79
Nestle Su pH Değeri 7,71
Kavacık Su pH Değeri 7,68
Pınar Su pH Değeri 7,65
Hayat Su pH Değeri 7,55
Taşeren Su pH Değeri 7,55
Evian Su pH Değeri 7,53
Abant Su pH Değeri 7,50
Hamidiye Su pH Değeri 7,40
Alaçam Su pH Değeri 7,40
Gürpınar Su pH Değeri 7,05
Madran Su pH Değeri 7,04
Koçbey Aqua Su pH Değeri 7,01
Duru Su pH Değeri 6,90
Fındık Su pH Değeri 6,90
İmren Su pH Değeri 6,90
Niksar Su pH Değeri 6,89
Koru Su pH Değeri 6,88
Kuvars Su pH Değeri 6,73
Kayla Su pH Değeri 6,66
Binbaşı Pınarı pH Değeri 6,60
Kızılay Su pH Değeri 6,38
Spa Su pH Değeri 6,23
Aquafina Su pH Değeri 5,96
Ovacık Su pH Değeri 5,02