DAHA NE OLABİLİRKİ?

Her defasında soruyoruz, ‘daha ne olabilir’ diye… Ama her defasında daha da kötüsü ile sarsılıyoruz… Şaşırtan korkularımız mı? Yoksa bu korkulara alışmamız mı? Bilemedim… Nasıl çıkacağız bu işin içinden, nerede son bulacak bu vahşet, bu acı… Daha kaç can yanacak… Kaç kadının adı vahşet listesine yazılacak… Bu nasıl bir acı tablo… Geçtiğimiz hafta 1 saat içinde 2 kızımızı insanlık dışı bir katliamla hayattan koparan cani ülkeyi derin bir üzüntü ve öfkeye boğdu… Bir anne düşünün kızının kesik başı ayaklarının önüne atılıyor… O annenin yüreğindeki yangını ne söndürebilir artık… Bunun ötesinde yazacak konuşulacak bir durum olabilir mi Allah aşkına… Hangi insan yüreği bunu kaldırabilir… Biz izlerken nefesimiz kesiliyorken o anneyi düşünebiliyor musunuz? Ve bu felaketin göz göre göre gelmiş olmasını kabullenebilir misiniz? 1 yıl önce caninin çetiği videoda’Bugün seni öldürmeye geldim. Yoktun’ deyişindeki soğukluk ve derin boşluk nasıl görmezden gelindi? Gençlerimizi, değerlerimizi, erdemimizi yitirdik farkında olmadan… Yasakçı zihniyete karşı duralım elbette ama özellikle gençlerimizi hedef alan discort, tiktok vs. benzeri derin ahlaksızlık girdabına da insanlarımızın kapılıp gitmesini engellemek zorundayız… Sadece cinayetlerle yanmadı yüreğimiz geçtiğimiz hafta… Beyoğlu’nda yaşanan tacizi görmezden gelmek olmaz… Hiç tanımadıkları genç kızı takip eden 2 suç makinası, kızı sıkıştırıyor sokağın ortasında yere yatırıp taciz etmeye çalışıyor ve müdahele edenlere ‘Amcamın kızı’ diyerek pişkinlikle paçayı sıyırmaya çalışıyor… Daha da acısı adliyede serberst bırakılıyorlar… Sosyal medya baskısı olunca tekrar alıp bu kez tutukluyorlar… Neresinden tutarsanız tutun bu olay sosyal medyaya düşmese bızımızın akıbeti ne olacaktı acaba… Kızımızı da geçtim belki bu sapıklar bugün yeni kurban avında olacaklardı… Cinayet, taciz, eski eş vahşetleri, kan, ekonomik baskı…
Cennetin ayakları altında olduğu öğretilen bir milletin maalesef bugün cinneti ayaklar altında…
Sahi biliyormusunuz bugün 48 gün oldu…
Evinde öldüğü kesinleşen Narin’in katili kim maalesef hala belli değil!
Böylemiydik eskiden, biz mi bilmiyorduk, büyüdükçemi kirlendi herşey görmüyormuyduk… Ancak bildiğim tek bir şey var o da büyük edebiyatçımız Yaşar Kemal’in mısraları….
Bu ülkede dört şey olmayacaksın:
kadın, çocuk, ağaç, sokak hayvanı…