Hayat zor.
İçinde bulunduğumuz günler, -özellikle pandemi süreci- hepimizi derinden etkiledi.
Köşemde olabildiğince mağdurlara yer vermeye, onlardan söz etmeye çalışıyorum.
Çok zor bir konu.
Her şeyde olduğu gibi, herkesin bir görünen yanı var, bir de görünmeyen daha derin acıları, çaresizlikleri.
Bir bakışta anlaşılmıyor.
Gitmek gerek, görmek gerek, dinlemek gerek.
Bu aralar Tekel Bayileri var gündemimde.
Raflarında milyonluk içkiler, satışı yasak.
Milyonlarca liralık çerez dolapta ama, içki satamayınca, çerezler dolap bekliyor.
Korkunç bir sermaye ile dükkan açıp, bütün gün sakız, çikolata, gofret satıp akşam eve ekmek götürmek mümkün mü?
Zaten yatan sermaye, içeriden ve dışarıdan kur farkı, elektrik, kira ve personel giderine kıtı kıtına yetişirken, bir de yasaklar zinciri.
Nasıl dayansınlar?
İçki satışı ve saat kısıtlaması yüzünden mahalle arası kaçak içki üreticilerine gün doğdu.
24 saat servisleri de oluşunca, bir darbede kaçak göçek bayilerden geliverdi.
Tüketici, bayinin yasağıyla ilgilenmiyor.
Bulduğu ürünün peşine düşüyor, zaten büyük marketler işlerini oldukça aksatmıştı.
Kredi kartı satışları Tekel Bayileri için oldukça sıkıntılı ve masraflı.
Banka kasasına giren parayı en iyi şartlarda ancak 30-40 gün sonra cebine koyuyor.
Market için dert değil ama, bir bayi için çok ama çok sıkıntılı bir süreç.
Şimdi Oda ve Dernekleriyle seslerini duyurma zamanı geldi.
Aksi halde ekonomi çarkları arasında parçalanıp gidecekler..
Bir yanda market, diğer yanda kaçak, vergisiz çantacı ve sahte içki üreticisi.
Direnmek ve mücadele etmek şart…
Sibel KAVÇİN
Genel Yayın Yönetmeni