Adalara kışın gidilir mi demeyin, gidilir… Eğer gerçek bir ada sevdalısıysanız her mevsim gidersiniz, zaten adalar bilir kimin gerçek dost olduğunu, kimin yaz kış ziyarete geldiğini kimin ise sadece güneşli yaz günlerinde tercih ettiğini, ona göre davranır, vefalıdır huzurludur sizi tüm güzellikleriyle karşılar, kucaklar ve sonrasında sevgiyle uğurlar.
Yazı ve Fotoğraf: Uğur ÇELİKKOL
Adaların huzurlu ortamını, enerjisini ve tadını alan bir kişi tekrar gitmek ister, sonra tekrar, tekrar… Müdavimi olur, hele ki gidilen Ege adalarıysa… Her mevsim keyifle gittiğimiz Sakız Adası’na şubat ayında bu sefer karnaval heyecanı için gittik. Bu yazımda amacım size amacım Sakız Adası’nın güzelliklerini anlatmaktan ziyade Thimiana Köyü’nde gerçekleşen bu keyifli karnavala götürmek.
Sakız Adası, özelikle güneyinde yer alan sakız ağaçlarıyla süslü, doğal sakızın ve Homer’in adasıdır. Bu ada, doğal güzellikleri, iklimi, masmavi suları, temiz havası, zengin tarihi, ovalarda ve dağlık alanlarda kurulmuş çok sayıda köyleri ile ziyaretçilerini cezbediyor. Eğer bir gün, bu adayı ziyaret ederseniz, neden “Sakız’da yaşam, mutluluk ve yemek” demişler anlayacaksınız. Bu söylem bize gösteriyor ki, Sakızlılar eski yıllardan beri, nasıl iyi vakit geçireceklerini çok iyi biliyor. Son yıllarda gittikçe adını duyuran Thimiana Köyü Mostra Karnavalı da bunun en önemli belgelerinden biri.
Güzel sahilleri, Kampos Bölgesi’nin zengin taş malikaneleri, narenciye bahçeleri, yakın zamanda açılan Sakız Kültürü Müzesi, Armolia, Mesta, Pyrgi ve Olympi gibi ortaçağ kale köylerinin geleneksel taş evleri, kaybolmaktan keyif alacağınız labirent sokakları, kuzeyde Vrondatos, Volissos, Kardamyla ve tabi ki akşam kurulan bol ve taze deniz ürünleri içeren sofraları başka bir yazıda anlatalım, işte karnavaldan notlar…
Karnaval heyecanı
Çeşme limanından hareket eden Ertürk Lines Katamaran konforuyla kısa sürede geçtiğimiz Sakız Adası’na ayak bastığımızda soğuk poyraz bizi biraz üşüttü ama bizi gümrük çıkışında karşılayan Sakız Belediyesi Turizm Ofisi Sorumlusu Bayan Rena Pagoudi Damigou’nun güleryüzü, adanın yüksek enerjisi ve ısıtan Ege güneşi bize güç verdi. Zamanımız kısıtlı olduğu için birinci günümüzde misafirlerimizi adanın kuzeyine Kardamyla ve Lagkada köylerine doğru götürmek istedik. Yolumuz üzerinde adanın sembolü yel değirmenlerini gördükten sonra huzurlu balıkçı köyü Kardamyla’ya ulaştık, adaya bahar gelmiş ağaçlar çiçeklenmiş ve küçük köy meydanında bile karnaval hazırlığı var, belli ki pazar günü burada da kutlamalar olacak.
Kardamyla’nın sakin limanında kahve molası veriyoruz, adalara dair sohbetler başlıyor. Bir sonraki ada gezimiz nereye olsun diye tartışırken karnımız acıktığı için Lagkada’ya doğru hareketleniyoruz. Ada merkezinin yaklaşık 16 km kuzeyinde yer alan Lagkada, tepeden bakınca manzarasına doyum olmayan bir balıkçı köyü, Lagada diye de telaffuz ediliyor. Ege Denizi’nde tekneleriyle dolaşanların uğrak noktası ve Sakız Adası’nın resmi olarak 3. resmi deniz gümrük kapısı.
Denize nazır tavernalarda Yunan mutfağının, mezelerin ve deniz ürünlerinin tadının çıkarılacağı en güzel yer. Burada kurduğumuz sofrayla saatlerin nasıl geçtiğini anlamıyoruz bile. Kesinlikle adada zaman yavaş akıyor. Nasılsa akşam oluyor ve artık merkeze giderek otelimizde biraz dinlenme vakti, çünkü isteyenlerle akşam tekrar buluşarak keyif yapacağız ve ada merkezinde yaşanmaya başlayan karnaval heyecanına tanık olacağız. Özellikle gençler daha akşamdan ilginç kıyafetler giyerek cadde ve kafeleri dolduruyorlar. Ve tabi ki adaya gelmişken uğrayacağımız bir tavernada biraz Ege tınılarıyla kulağımızın pasını da silmek gerek…
Sakız Adası’nda Apokries ve karnaval eğlenceleri
Pazar sabahı erkenden kalkıp hazırlanıyoruz ve ada merkezine yaklaşık 8 km mesafede bulunan Thimiana Köyü’ne gidiyoruz. Daha köyün girişinde bizi karşılayan görevliler, kurulu standlar ve rengarenk sokaklar bize bol fotoğraf karesi çekme imkanı sunuyor. Saatler ilerledikçe kalabalık artıyor, müzik artıyor… Şimdi güzel bir yer bulup fotoğraf çekme zamanı. Festivalin renkli kortejinde insanlar bir taraftan içip eğlenirken bir taraftan da siyasi mesajlarla göndermeler dikkat çekiyor. Herkes eğlenceden memnun, adanın her yerinden insan görebilirsiniz.
Paskalya’dan önceki döneme Apokries Dönemi denir ve bu dönemde, eğlence, iyi vakit geçirme, kılık değiştirme gibi adetler yerine getirilir. Bu adetler Roma Dönemi’ne, hatta daha eskiye, Yunan Dünyası’nın Dionysos Kutlamaları’na kadar gider. Bahsi geçen Antik Dönem’de insanlar Tanrı Dionysos şerefine, kılık değiştirir, dans eder, şarkılar söylerlermiş. Kılık değiştirmiş maskeli insanlar grup halinde eğlenirler, yergiler yaparlarmış. Günümüzde de gerek dünyada gerekse Yunanistan’da birçok yerde bu gelenek devam ediyor.
Sakız Adası’nda farklı şekillerde kutlanan Apokries, bu sene 18 Şubat 2018 Pazar günü ve bir sonraki gün 19 Şubat 2018 Pazartesi (Temiz Pazartesi ) günü kutlandı.
Son yıllarda iyice popüler olan Thimiana Köyü Mostra Karnavalı tarihi asırlar öncesine, Ortaçağ’a, korsanların Ege’de kol gezdiği zamanlara dayanıyor. Hikaye o ki, şehre yakın bir köy olan, Thymiana’ lıların eğlendikleri bir Pazar günü, korsanlar adaya saldırmıştır. Korsanların geldiğini öğrenen halk, sık sık maruz kaldıkları korsan saldırılarından bıkmış halde, eğlencenin verdiği coşku ve cesaret ile korsanlarla savaşacak gücü bularak onlarla savaşmış, adadan kovmuşlardır. Daha sonra her sene bu günü unutmamak için, birlik ve beraberliği temsil eden gün kutlanmaya başlamıştır.
Mostra Günü; tüm ada halkının katılımıyla, özellikle Thymiana’ lıların, Ortaçağ’ a ait kıyafetler ve farklı kostümler, maskeler giyerek müzik, dans ve yemeklerle eğlenceli bir panayır olarak kutladığı güne dönüşmüştür. Korsanlarla ada halkının mücadelesinin canlandırıldığı “Talimi “ halk oyunları, karnavalın en eğlenceli bölümlerindendir.
Apokries nedir?
Yunanca’da Apokries (Apo=’den ve Kreas=et) etten arınmak, uzaklaşmak anlamına gelir.
Paskalya öncesi 40 gün tutulan oruç süresinde et ve hayvansal ürünlerden uzak durulur.
Apokries Karnavalı, Osmanlı döneminde de var olan ve yüz yıllar boyunca süre gelen bir gelenektir. Paskalya bayramı öncesinde 40 gün boyunca et ve hayvansal ürünlerin yenilmemesi ile tutulan oruca gönderme yapılır.
İlk hafta: Apokries Karnavalı (Genelde Şubat ayı içinde başlar ve 3 hafta sürer) —
Apokries karnavalı, şarap ve festival tanrısı olan Dionysos’a olan bağlılığı temsil eder.
İkinci hafta: Tsiknopempti (Tsikno=Izgara esnasında çıkan duman, Pempti=Perşembe) —
40 gün boyunca yenilemeyeceği için karnavaldan önce seçilen bu perşembe günü bütün herkes ızgarada et yapar ve sokaklarda birçok mağazanın/ dükkanın önünde ızgara yapan ve sokaktakiler ile paylaşan insanlar görebilirsiniz.
Üçüncü hafta: Peynir Günleri. Bu haftaya aynı zamanda “Beyaz Hafta” da deniyor. Çünkü genellikle insanlar süt ve süt ürünleri tüketiyorlar. Bu haftadan itibaren et ve çeşitlerini yemek yasak. Öte yandan bu hafta içerisinde kadınların da saçlarını yıkamadığı söyleniyor. Çünkü inanışa göre yıkamaları durumunda saçları beyazlaşıyormuş.
Kathara Deftera (Kathara=Temiz, Deftera=Pazartesi) : Apokries Karnavalı’nın bitişini ve oruç döneminin başlangıcını temsil eder. Gelenek olarak et ve hayvan ürünleri yenilmez ve bu 40 gün sonra başlayacak Paskalya’ya kadar sürer
Adanın merkezi
Bir kaç satıra sığdırmaya çalışacak olursak; Sakız Adası barındırdığı Sakız kültürü nedeniyle ekonomik ve kültürel açıdan hep zengindi. Bilimsel ve kültürel gelişiminin en büyük sebebi denizcilik, sakız ve narenciye ticareti gücünü bir kenara bırakırsak Sakız Adası büyük şair Homer’in doğum yeri olarak sayılmıştır. Sakız Adası şüphesiz, İyonya’daki (Asya Bölgesi) Yunan kolonilerinin en önemlisiydi. Roma döneminde Sakız Adası düştü fakat Bizans döneminde kendini toparladı ve yaklaşık 1000 yıl boyunca en önemli ticaret adalarından biri oldu. 1346’da Cenovalılar tarafından işgal edildi. 1566’da Osmanlı Devleti’nin adaya gelmesiyle yeni bir dönem başladı. Ada halkına sakız ağaçları nedeniyle imtiyazlar tanıyan ve hayatı kolaylaştıran Osmanlı Devleti adayı ve sakız ticaretini 1912 yılına kadar elinde tuttu. Son dönemde açılan Sakız Müzesi, Arkeoloji Müzesi, orjinali Mecidiye Camii olan Bizans Müzesi ve Denizcilik Müzeleri ile Korais Kütüphanesi ve Etnoğrafya Müzesi adanın geçmişine dair ziyaret edilmesi gereken yerler. Kale içinde ve dışında bulunan az sayıda Osmanlı dönemi eseri size heyecan verecek…