Anasayfa / KÖŞE YAZARLARI / Ayben Günak / YENİ DÜNYA MODELİ

YENİ DÜNYA MODELİ

Yaşadığımız salgın süreci bittikten sonra bizi neler bekliyor? Sağlık ve finansaldaki kriz dünya ticaretini değiştirecek. Yeni bir iş iklimiyle yüzleşilecek . Ekonomik bilançonun oluşturduğu panikle hareket eden, dengeyi geriye dönük sağlamaya çalışanlar yanılgıya uğrayacak. Adaptasyon sürecinde dijital dönüşüme yatırım yapanlar hızla ayağa kalkabilecek.

Daha önceki durgunluklardan farklı olarak salgından dolayı yaşanan kilitlenmelerden çıkış yolu, tüketicilerin devamlılığını özgün yöntemlerle sağlayanlar, verimsizliğin kaynağını durdurup “stop-start” ritmiyle yeni formülleri izleyen ve sağlık protokollerine öncelik tanıyan şirketler olacak. Yeni teknolojileri benimseyenler, serbest küresel tedarik zincirinde oluşan boşluklardan geri çekilmeyle, daha sağlam bağlantılar oluşturacağı tedariklere yönelecek. Küreselde yep yeni bir iş ağı örülecek.

 Dünya yeni bir tarih yazarken aynı zamanda tarihi tekrarlıyor da. Salgının etkileriyle birlikte sistemleşmeye evrilen “Yeni Dünya Modeli”nde, siyasi yapıda reformlar yapılacak ve yönetimler değişecek, ekonomik platformda da yeni bir çağ başlayacak. TIP alanında, modern tedavinin yanı sıra, korumacı sağlık çalışmaları artarken; alternatif korunmaya dayalı sağlık trendleri değer kazanacak.

Dünya genelinde güçlü yönetimlerdeki itibar kaybı neticesinde, halk kayıplarının bedelini devletlere çıkarmak isteyecek. Seçim vaatlerinde alışılagelmiş şovlar yerine şeffaflık ve güven aranacak. İkinci bir dalganın gelme ihtimaline karşı; işsizlik maaşını iyileştirme, kriz anında yaşam koşullarında kalite sağlamak, sağlık ve güvence yatırımları gibi öncelikler hedeflenecek. Ucuz iş gücüyle zenginleşen ülkelerde, çalışan kesime ait haklar yeniden düzenlenecek. Özellikle ABD güçlü imajını yitirdi bu demek oluyor ki güç dengeleri değişecek. İngiltere’deki Brexit oluşumu gibi benzer oluşumların imajı zedelendi, Avrupa Birliğinin de dağılacağı yönünde söylentiler oluştu. Akdeniz birliği gibi yeni birlikteliklerin kurulması söz konusu olursa, Kıbrıs civarındaki petrol ve doğalgaz rezervlerinden hak sahibi olarak Türkiye’nin de şansı artabilir. Böyle bir ihtimalin gerçekleşme durumunda kâr ekseni liman ülkelerinde olacaktır.

Dünya genelinde turizm gelirinden bir süreliğine mahrum kalınacak, İtalya, İspanya gibi turizm devleri, kısa vadede toparlanamayacak. Turizm yatırımcıları bu dönemde farklı kaynaklara yönelecek, girişim sektöründe gelişmelere uyum sağlayacak olanlar verim alabilecek. Salgın durumunda kendi kendine yetmenin ne kadar önemli olduğunu gören ülkeler tarım politikalarını geliştirecek. Hammadde kaynaklı üretim sistemleri artış gösterecek. Piyasalarda geçmiş dönemin telafisine bağlı olarak emtia fiyatlarında yükselme bekleniyor. Alışverişlerde bilindik klasikler önemini yitirerek, dijital ortam kullanımıyla birlikte e-ticarete yönelim artış gösterecek.

İnsansız sanayi, yapay zeka modeli kullanımları beraberinde endüstri faaliyetleri artarken; insanlar “Freelance” döngüsüyle uzaktan çalışmaya yönelecek. Temassız alışveriş yaygınlaşacak. Nakit akışı yerine dijital para sistemleri rağbet görebilir.  

Kısa vadede Türkiye için, kurumsal iletişimcilere iş düşüyor. Özellikle PR’larına yatırım yapan, reklam yapmak yerine marka güvenirliliğinin devamlılığını sağlamaya yönelik tüketiciye ‘yanındayız’ mesajı içeriğiyle destek olan şirketler ayakta kalacak. Yılın son çeyreğine kadar dayanabilecek küçük ve orta büyüklükteki girişimciler, salgın bitiminden sonraki süreçte fon ve nakit akışının kolaylaşacağını öngörerek 2021’e kadar varlıklarını koruyabilirler. Panikle hareket edilmediği sürece tüm sektörler bu krizi atlatabilecek yeteneğe sahip.

Kontrol et

BURSASPOR YOLA ÇIKIYOR

Yasaklar yavaş yavaş kalkıyor. Doğru mu, değil mi bilemem ama, biraz nefes almaya, biraz da …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir